BOKEH ETKİSİ

Son dönemde Japonca’dan dilimize gelen ve “bulanık” anlamı taşıyan bir kelime fotoğraf dünyasında oldukça popüler oldu: bokeh… Arka planın net olmaması sebebiyle özellikle ışık kaynağı olan bölgelerin dairesel olarak oluşması bokeh etkisi olarak adlandırılıyor. Fotoğraflarda net alan derinliğinin son derece sınırlı kullanılması sonucu arka plan tamamen flu – netsiz olur. Bu bölgede ışık kaynakları, parlayan alanlar varsa bunlar dairesel görüntüler oluşturabilirler. Zaman zaman bazı fotoğraf gönüllüleri bokeh etkisinin dairesel ışık yansıması kalitesi olduğunu iddia etse de aslında fotoğrafta yumuşak bir arka plan ile ilginin ana konu üzerinde toplanmasını sağlayan sınırlı alan derinliği kullanımıdır. Uzun odaklı bir tele objektif, iyi bir diyafram açıklığı ve konuya yakın bir noktadan çekim yapmak alan derinliğini sınırlayacak, arka planda bulunan ışıklı alanların dairesel parlamalara dönüşmesini sağlayacaktır.
Read More ›

SINIRLI ALAN DERİNLİĞİ KULLANMAK

HİNDİSTAN – YENİ DELHİ’DE YILAN OYNATICI Çektiğimiz fotograflarda çok küçük bir alanın ya da noktanın net, geri kalan bölgelerin flu olması tüm ilginin o noktaya toplanmasını sağlayacak bir yöntemdir. Böyle bir tercih yapıldığında net olan bölgenin çok güçlü bir konu, çok etkili bir anlam taşıyor olması beklenir. Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de hayatını yılan oynatarak kazanan yaşlı bir Hindu’nun fotografını çekmeye karar verdiğimde ilk olarak genel görüntüleri ve orta plan çekimleri tamamladım. Bu çekimler hem konuyu mekanla birlikte anlatmak için hem de boyutları doğru göstermek için mutlaka çalıştığım planlardır. Bu çekimleri tamamladıktan sonra konunun bütün yükünü taşıyacak detay planlar üzerine çalışmaya başladım. Elbette önce yılan oynatıcının elleri, yüzü gibi detayları çektim. Daha sonra tüm hikayenin yükünü taşıyabilecek olan en önemli ögeyi yani yılanı da ön plana çıkaracak, başrole taşıyacak bir çekim yapmaya karar verdim. Bu çekimi yapabilmek için ilk olarak bir tele objektif tercihi yaptım. Böylece çevredeki gereksiz pek çok ögeden kurtulmuş ve sadece ana konuyu o çevreden ayıklamış oldum. 150 mm tele objektif bu ayıklama için yeterli oldu. (Objektifim Olympus 75 mm idi. 2x optik çarpan ile 150 mm olarak çalışıyor) Daha sonra diyaframı 1.8 olarak seçtim. Böyle açık bir diyafram seçmek arka planı tamamen flulaştırarak netliğin sadece yılan üzerinde […]
Read More ›

İNSAN – MEKAN İLİŞKİSİNİ VURGULAMAK

24 x 36 mm görüntü alanı (film ya da sensör) için odak uzaklığı 50 mm görüş açısı 46 derece olan objektiflere normal objektif denir. İnsanın tek gözüyle sabit bir noktaya baktığında gördüğü açı yaklaşık olarak aynıdır. Dolayısıyla bu objektif görüntüye bir görsel etki eklemez ya da çıkartmaz. Bu nedenle normal objektif adını alır. Hemen hemen tüm markalar yüksek keskinlik kalitesi ve iyi bir ışık geçirgenliğiyle bu objektifleri üretirler. Bir çok fotograf gönüllüsü bu objektifleri özellikle az ışıklı ortamlarda kullanmayı tercih ederler. Açık diyafram değerleriyle çalışma imkanı veren normal objektifler aynı zamanda sınırlı alan derinliği oluşturma şansı verir. Farklı bir görsel etki yaratmaması sebebiyle insan ve mekan ilişkisini güçlü veren bu objektiflerle aynı zamanda boyutları da doğru olarak görmemizi sağlar. Mehtab Bagh, Taj Mahal’in arka tarafında Yamuna Nehri kıyısında yer alan eski kraliyet bahçesidir. Özellikle akşamüzeri çevre köylerde yaşayan insanlar nehir kıyısından evlerine doğru yürürler… Zaman zaman Hindistan yolculuklarında Agra kentine gittiğimizde yolumuzu buraya da düşürürüz. Gelip geçen insanlarla kurduğumuz iletişime göre portre fotografları da çalışma şansımız olur. Normal objektif kullanmak hem arka planın da fotografta güçlü bir şekilde yer almasını sağlarken hem de sınırlı alan derinliği sayesinde portrenin ön plana çıkmasına yardımcı oldu. 50 mm odak uzaklığına sahip olan normal […]
Read More ›

GENİŞ AÇI OBJEKTİF KULLANIMI

Odak uzaklığı 50 mm’nin altında olan objektifler 46 dereceden daha fazla görüş açısına sahip olduklarından geniş açı objektif olarak adlandırılırlar. Bu objektifler geniş açıyla görme özelliklerinin dışında ön planı yakın ve büyük, arka planı uzak ve küçük göstererek fotograflarımıza derinlik boyutunu da katarlar. Bu sayede fotograflarımız “gerçeklik” duygusuna daha çok yaklaşır. Taj Mahal’e örnek alınan yapılardan olan I’timad ud Daulah Türbesi’nin ana kubbesi altında yer alan mezar bölümü gerek kapıdan giren ışık gerekse duvar ve tavanda yer alan süslemeleri ile oldukça güçlü bir görselliğe sahiptir. Ancak alanın dar olması sebebiyle tüm mekanın kadraja sığabilmesi için fotografın geniş açıyla çekilmesi gerekliydi. Özellikle yere oturarak yaptığım çekim sayesinde mekanın tamamı kadraja sığdı. Vizörden bakarak çekim yapmanın mümkün olmadığı bu tarz çekimlerde açılır LCD ekrana sahip bir fotograf makinesi çekimin çok daha kolay yapılmasını sağladı. Geniş açı objektiflerdeki ön planın yakın ve büyük, arka planın uzak ve küçük görünmesini sağlayan perspektif etkisi sayesinde fotografta öndeki ve arkadaki bilgisi oluştu. Mezar bölümünün ön, gençlerin bulunduğu yer arka plan olarak fotografa derinlik boyutu da katmış oldum. Işığın belli bir noktadan geliyor olması, ana konuyu ve ilgili ögeleri aydınlatması, ışık ölçümünün de aydınlık bölümden yapılması ilginin de ışıklı alanda toplanmasına yardımcı oldu. Çeşitli markaların 16 mm, […]
Read More ›

ULTRA GENİŞ AÇI OBJEKTİF KULLANIMI

Dijital fotograf makinelerinin ortaya çıktığı dönemlerde farklı sensör boyutlarındaki makinelerle çekimler yapıyoruz. Bu makineler arasında APS-C sensör denilen ve 1.5x – 1.6x optik çarpana sahip sensörlü makineler de en yaygın kullanılan modeller… Bu grupta yer alan fotograf makinelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte satın aldığımız objektifleri üzerlerinde yazan odak uzaklıklarından daha farklı olarak kullanabiliyoruz. 50 mm odak uzaklığına sahip bir “normal objektif” APS-C sensörlü bir makinede 75 mm ya da 80 mm olarak işlev görüyor. Bu nedenle son yıllarda “ultra geniş açı” denilen 10-20 mm, 11-16 mm, 12-24 mm gibi odak uzaklıklarına sahip objektifler yaygın olarak kullanılıyor. Bu objektifler üzerlerinde yazan odak uzaklıklarının göreceği açılardan daha dar görüyorlar ancak görsel etkileri üzerlerinde yazan objektifin etkisi olarak kalıyor. Örneğin 10 – 20 mm bir ultra geniş açı objektifi Nikon marka APS-C sensörlü bir makineye taktığınız 15 – 30 mm objektif gibi çalışıyor, ancak deformasyon 10 – 20 mm objektifin deformasyonu olarak kalıyor. Bu aşırı deformasyon insan gözünün göreceğinden daha farklı anlatımlar oluşturma konusunda bize imkan sağlayabiliyor. Örneğin bu fotograf için siz ağaçların arasınd adurup gökyüzüne doğru bakarsanız ağaçlar gökyüzüne doğru dikey olarak yükselir. Ancak ultra geniş açı objektifin sağlayacağı deformasyon ile ağaç gövdeleri içeriye doğru kıvrılır ve gözünüzün gördüğünden farklı bir anlatım oluşturabilirsiniz. Bu […]
Read More ›