İNSAN ve PORTRE FOTOGRAFLARI: İNSAN–MEKAN İLİŞKİSİ

İnsan ve portre fotograflarını sadece ifade, tavır, bakış, gülüş gösteren fotograflar olarak kabul edemeyiz. Eğer böyle kabul etseydik hem kullanacağımız objektifleri hem çalışacağımız ışık koşullarını hem de kadrajlarımızı oldukça sınırlamış olurduk. Genelde insan ve portre fotograflarını “içerisinde insan olan, ancak insanın başrolde olduğu”kadrajlar olarak sınıflandırmak daha doğru bir tanımlama olarak kabul ettiğimiz bir yaklaşımdır. Bu sayede kullanacağımız objektif skalası oldukça genişler, hemen her ışık koşulunda çekimler yaparız, ayrıca kadrajlarımızda birçok hikâyeyi de bir arada anlatma şansımız oluşur.

İç mekânda yaptığımız ve çevredeki ögeleri de kadrajımıza dahil etmek istediğimiz fotograflarda yapılacak ilk doğru tercih geniş açılı objektif kullanmaktır. Bu sayede sadece fotografını çektiğimiz kişi değil onu destekleyen, onunla ilgili olan ve o kişiyi daha etkili anlatmamızı sağlayacak ögeler de kadraja sığacaktır. Mekân bilgisi izleyen gözün kadrajda daha uzun süre kalmasını ve konuyu algılamasını sağlayacaktır.

Kadrajda yer alan çok sayıda ögenin ilgiyi dağıtmaması ve fotografın algılanmasını zorlaştırmaması için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir. Örnek fotograflarda bu noktalara uyulduğuna dikkatinizi çekmek isterim.

İlk olarak elbette ışık başrolde olmasını beklediğimiz kişi üzerinde olmalıdır. Karmaşık bir mekân içerisinde karanlık bir alanda kalan kişiyi başrole çıkarmak, ilgi merkezi haline getirmek zor olacaktır.

İkinci dikkat edeceğimiz nokta fotografını çektiğimiz kişinin kadrajdaki yeridir. Altın Kesim noktaları ya da fotografın merkezi bu yerleştirme için uygun olacaktır. Kişinin nerede duracağına çevredeki ögelerin dağılımını dikkate alarak karar vermek gerekir.

Üçüncü göz önüne alınması gereken konu bakış yüksekliği ve çekim açısıdır. Fotograf 2 boyutlu anlatımı nedeniyle arka planda kalan konularla öndeki konuları birbirine yapıştırır. Bu nedenle karmaşık bir arka planın ana konu olan kişinin hemen arkasında yer alması algıyı zorlaştıracak bir karmaşaya yol açar. Bakış yüksekliğimizi ve çekim açımızı değiştirerek fotografın başrolü olarak seçtiğimiz kişinin çevresini temiz bırakmak rahat bir anlatım sağlayacaktır.

Genel kullanım objektiflerinin geniş açı bölümü bu tarz çalışmalar için yeterlidir. Ultra geniş açı objektifler aşırı deformasyon sebebiyle kadrajda anlatımı zorlaştıran bozulmalara yol açabilir. Bu nedenle genel tavsiye 24 – 35 mm arasındaki odak uzaklıklarını kullanmaktır.

Leave a Comment!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir