FON KULLANIMI: DÜZ VE TEMİZ FON

Bir fotografı güçlü kılan öge ana konu olduğu kadar, arka planın, fonun ana konu ile ilişkisidir. Konuyu öne çıkaran, destekleyen, ilgiyi dağıtmayan, ana konuyu olduğundan daha güçlü gösteren bir fon kullanımı fotografı çok daha etkili bir şekilde oluşturmanızı sağlayabilir. Yaptığımız çekimlerde arka planı 3 farklı şekilde kullanabiliyoruz. Bunlardan birincisi sade ve temiz fondur. Karışık ve karmaşık arka planlar konunun algılanmasını geciktirir ya da engeller. Bu nedenle fonun temiz olması algıya çok yardımcı olur. Arka planın temiz, boş olması ana konuyu soyutlar ve direkt olarak izleyen gözle buluşturur. Arka planın karanlık bir zeminden oluşması izleyen gözün sadece aydınlık olan alana, ilgi merkezine bakmasını sağlayacağı için temiz bir kompozisyon oluşturmaya yardımcı olur. Kapı ve pencere önleri özellikle dışarıdan içeri doğru çekim yaptığımızda temiz bir fon oluşturma konusunda uygun koşullar sağlar. Fotografını çektiğimiz kişinin aydınlık olan dış bölümde bulunması sebebiyle ışık ölçümünü modelimiz üzerinden yaparız. Böylece daha az ışığa sahip olan arka plan karanlık olarak kalır. Buna ek olarak pek çok fotografta olduğu gibi tonların daha doygun oluşması için pozlamaya 0,7 ya da 1,0 stop eksi (-) yönde müdahale de bu alanın daha da koyu olması sağlamaktadır. Nepal’in başkenti Kathmandu’ya yakın bir yerleşim olan Dhulikel kasabasına neredeyse her gittiğimde karşılaştığım bu teyzenin birçok […]
Read More ›

DÜŞÜK ENSTANTANE İLE FLAŞ KULLANIMI

Bir çok fotograf çalışmasında ana ışık kaynağı olarak flaş kullanmayı tercih etmeyiz. Bunun ilk sebebi flaşın sınırlı bir aydınlatma kaynağı olmasıdır. Flaşlar ilk metrede tam güç ile çalışır, uzaklaşan her bir metrede güçleri yarıya düşer. Bu ön planda sert ve güçlü bir aydınlatmaya yol açarken arka planda koyu gölgeler oluşturan bir aydınlatma şeklidir. İkinci sebep flaşların ışığı belli bir yönde verebilirler, genelde makinenin üstünde kullanılan built-in (dahili) ve harici flaşlar direkt bir aydınlatma yönü sağlarlar ki bu da ışığın estetik kullanımı için uygun değildir. Üçüncü ama en önemli sebep ise flaş ile çekim yaparken fotograf makinesi ve flaşın aynı anda çalışmasını sağlayan enstantane değerini yani senkronizasyon hızını kullanma mecburiyetidir. Fotograf makineniz üzerinde bulunan dahili flaşı açtığınızda ya da harici bir flaşı fotograf makinenize bağladığınızda enstantane değerinin belli bir değerin üstüne çıkmadığını göreceksiniz. Makinenizin marka ve modeline göre bu değer değişkendir. Ancak bu deklanşöre bastığınızda açılan perdenin çakan flaş ışığını yakalayıp kadrajınızın tamamının aydınlanmasını sağlayacak değerdir. Bu değerin üzerinde enstantane değeri kullanamazsınız. Ancak özellikle iç mekanlarda ve ışığın az olduğu durumlarda flaş kullanırken senkronizasyon hızından daha düşük bir değerle çekim yapmak oldukça ilginç sonuçlar sağlayabilir. Bu çalışma için ortam ışığını ölçersiniz. Işığın az olması sebebiyle enstantane düşük bir değer olacaktır. Eğer […]
Read More ›

DÜŞÜK ENSTANTANE İLE HAREKET

Hareketli konuların düşük enstantane değerleriyle fotograflanması hız ve hareket duygusunu fotografımıza daha çok katmaya yardımcı olacağı için sıklıkla kullandığımız bir tekniktir. Ancak bu tekniği uygularken dikkat edilmesi gereken en önemli kriter kadrajınız içerisinde en az bir noktanın mutlaka net olmasıdır. Bu net olan bölüm sayesinde izleyici fotograftaki hareketli görüntünün isteyerek, bilerek yapıldığını anlacayacaktır. Tamamı flu olan bir görüntü izleyicide “ışığın az olduğu ve ortaya çıkan düşük enstantane değeriyle fotografçının baş edemediği” duygusunu verecektir. Bu bilgiden hareketle düşük enstantane kullandığımız fotograflarda kadrajımızdaki en az bir konunun net olmasına gayret ederiz. Tripod, monopod gibi bir yardımcı ekipman kullandığımızda bunu yapmak oldukça kolaydır. Yardımcı ekipman üzerine sabitlenen makinemiz hiç kıpırdamayacağı için sabit duran her şeyin net olması sağlanacaktır. Ancak özellikle sokakta, gezip dolaşırken fotograf çeken pek çok fotograf gönüllüsü için tripod taşımak zordur. Bu nedenle de genelde bir çok fotgrafçı düşük enstantane değerleri kullanmaktan kaçınır. Dijital fotograf makinelerinin yaygınlaşmasıyla neredeyse her an fotograf çeker hale geldik. Bu nedenle farklı ışık koşullarında ve ortamlarda makinemizi kullanıyoruz. Az ışıklı yerlerde ya da düşük enstantane kullanmak istediğimizde makine ya da objektiflerimizde bulunan “sarsıntı engelleyici” özellik sayesinde bu çalışmayı gerçekleştirebiliyoruz. Makine ya da objektiflerde bulunan bu sistem normalde elde çekim yapamayacağımız enstantane değerleri kullanmamıza yardımcı oluyor. Bizim […]
Read More ›